
Avrupa'yı Anlamak Anlatmak Projesi, "Bana Avrupa(n)dan Bahset" sloganıyla başladığı ve 2. Mobil Durak olan Diyarbakır eğitimlerini tamamlayıp Ankara'ya geri döndü.
Peki neydi Proje'nin amacı ve hedef kitlesi??
- "Lise öğrencileri de hiçbir şey yapmıyor diyorlar" cümlesini takip eden yaratıcı fikirler, dinleyen "yetişkinler", parıldayan gözler ve fark edilen "hayatlar".
Şehir Diyarbakır, etrafı surlarla kaplı eski ve görkemli bir kent... Şehrin etrafını kaplayan surlar gibi gençlerin, öğrencilerin çevresini çepeçevre sarmış karanlık duygular, umutsuzluk, baskı ve hor görülme, itilmişlik, kaçma isteği...
Ve yüz yıl önce şehir hava alsın diyerek binlerce yıllık surları yıkan zihniyetle eş çözüm: tek yönlü ve amaçsız bir genç nesil yetiştirmek. Bir nesil ki ülkesini büyük sorunlarından kurtaracak; ama kendi sorunları içinde boğulmuş ve kaçak.
Bir yanda bir Anadolu Lisesi, tüm imkansızlıklara rağmen seçenekler yaratan, sınırlarını zorlayıp "okulunun" değil "öğrencilerinin" gelişimini gözeten ve bu yolda öğrencilerini: "yetişkin BİREYLER" sayan ve böyle iletişim kuran...
Diğer yanda ise öğrencilerini hor gören, aşağılayan ve bir "hiç" olduklarını düşünen bir başka lise. Bir öğretmen ve kendi öğrencileriyle iletişime geçecek proje için: "Onlar boş beyinler anlamazlar, sizin bunu yapmanızın ne anlamı var?" diyen...
Elbette tek bir öğretmen yada birkaç öğretmenin böyle oluşu tüm okula mal edilemez, aynen holigan bir yabancının o ülkeyi temsil edemeyeceği gibi...Peki ama nereden başlamalı ne yapmalıydık?
Tam da bizim projemizin çıkış noktası, Avrupa'yı "Anlamak" "Anlatmak". Kelimelerin anlamlarına inat bizler "Anlayanlar", öğrenciler ise "Anlatanlar"... Özgün ve serbest bırakılsa neler yaratabileceğinden habersiz beyinler, bireyler. Lise öğrencileri, sizler, bizler. Hepimiz... Sorgulamaya aç, ezberci büyüdüğü için unutkan, şıklardan seçtiği için düşünmeyen ve itilmişlik duygusunu hissettiği için hem ülkesinden hem de "kendisinden" kaçan bir toplumu dönüştürebilmek.
Peki neler oldu? Neydi sorunlar ve çözümler?
12 Nisan tarihinde Nevzat Ayaz Anadolu Lisesinde başlayan eğitimlerimiz sırasıyla Ziya Gökalp Lisesi, Diyarbakır Anadolu Lisesi ve Özel Ortadoğu Kollejinde gerçekleştirildi. İletişim kurulan gençlerin tümünün ortak sıkıntısı ezberci ve sorgulatmayan eğitim sistemi ve Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS)’nın kendilerinde yarattığı güvensizlik duygusuydu.
Eğitim Sisteminin eksikliklerini ve hatalarını bir kenara bırakırsak, öğrencilerin büyük çoğunluğu aile içi huzursuzluk ve şiddete mağruzdu. Bazı okullarda ise evlerindeki problemlerden kaçıp okullarına, “bilgi” ve “olgunlaşma” yuvalarına dönen çocuklara ise okullarında öğretmenleri tarafından şiddet uygulanıyordu.
İşin acıklı ve en üzüntü verici yanı ise, hiçbir lise öğrencisinin kendi sahip olduğu haklardan haberden olmayışıydı. Aktif vatandaş olabilmek boyutunda öğrencilerin kanısıysa hemen hemen hiç değişmeksizin aynıydı: “Kendime inanmıyorum! Ben ne yapabilirim ki? Kim beni ciddiye alır? ”.
Ne acı ki her fırsatta göğsümüzü gere gere söylemlediğimiz: “Sizler bizim geleceğimizsiniz” tümcesinin öznesi olan gençlere yapılan yatırım, onlara yüklenen bilinçsizlik ve dış dünyaya; hatta ve hatta çevrelerinde olup bitenlere karşı olan kapalılıklarıyla eş oranlıydı.
Elbette bizim verdiğimiz akran eğitiminin tüm bu sorunları çözmesine imkan yok. Elbette ki tüm sorunlar Avrupa ekseninde bir anda sihirli bir değnek değmişcesine çözülemeyecek; ama Avrupa’yı Anlamak Anlatmak Projesi, AEGEE-Ankara ve öngörü sahibi aydın öğretmenlerimiz gençleri dinledikçe, onları aileleri ve öğretmenlerinin aksine önemsedikçe umut daima var olacak ve bir yerlerde bir şeyler deviniyor, gelişiyor, FARKINA VARIYOR OLACAK.
Sadece tek bir kapı yoktur hayatta. Bazen arka kapıyı, bazen pencereleri zorlamak gerekir hedeflerimize ulaşabilmek için. Ancak hayatta en önemli şey bireyin kendine inanmasıdır, kendilerine inanmayan bireylerden oluşmuş toplumlar kendi yıkımlarını ve ne yazık kendi hayal kırıklıklarını yaşarlar ömürleri boyunca...
Daima Umut Vardır...
Sevgilerle...
Barbaros
10 yorum:
ben diyarbakırda okuyan bir öğrenciyim biz burada aile içi şiddete veya umutsuzluğa itende hiçbir şey yok gerçekler biraz çarpıtılmış biraz da değil tam çarpıtılmış ayrıca bize okulda çok iyi davranılıyor ve öğretmenlerimizin bize ellerini kaldırmamıştır yani hiç bir yönden şiddete maruz kalmadık ben tüm sınıfım adına konuşuyorum sizin böyle bir yorum getireceğinizi beklememiştik ben nevzat ayaz anadolu lisesi öğrencisiyim adım ozan
ben diyarbakırdan diyarbakır anadolu lisesi öğrencisiyim Nevzat ayaz anad.dan yazan kisiye katılıyorum,söyledğiniz kadar kötü değil hersey.(en ezından anadolu liselierinde)diyarbakırdan oldduğum için savunduğumu sanmayın zaten tam olarak dbakırlı da sayılmam ama burda olan ne kadar kötü şey varsa emin olun ankarada da istanbulda da war.çünkü ben oralarıda gördüm.ama duyarlı olmanız güzel,madem bizler sölediğinizin tersini iddia ediyoruz o zaman bize bildiğinz gibi olmadığını size göstermemiz için bi fırsat tanıyınn.!!,derimm benn;)mesela ankara projesine katılmamısı sağlayınn,, ben dilan aydan
bende kesinlikle ozan arkadaşıma kılıyorum gercekler asırı carpıtılmıs televızyonda izledıgımız yada sızın yansıttıklarınız gibi degil gercekler geldınız gördünüz biz bızı bu sekılde tanıtacagınızı dusunmemiştik ama madem bole bır izlenım uyandırdık sizde bı fırsatverinve ankara projesinde anlatalım kendımızi gercekler bole degıl... ben diyarbakır anadolu lisesinden begüm sucu
Nevzat Ayaz Anadolu Lisesi'nde okuyan arkadaşlar; Öncelikle kendimi size tanıtayım ben de Barbaros gibi bu proje grubunun bir üyesiyim. Diyarbakır'da hiç bulunmadım oradaki şartlar,okullar,eğitim nasıldır bir fikrim yok açıkçası ama Barbaros'un yazdığı yazıdan zaten Diyarbakır'ın genelindeki bir sorundan çok bazı okullarda karşılaşılan öğrencilere gereken önemin gösterilmemesi ve öğrencilerin şikayetleri üzerine ortaya çıkmış şiddet sorununun varlığını anlıyorum. Yani sanmıyorum ki Barbaros kimseden duymadığı ya da gözlemlemediği bir şiddet olayından bahsediyor olsun. Ne mutlu ki sizler bu tarz problemlerle karşılaşmıyormuşsunuz okulunuzda. Bundan sonra bence ilk yapmanız gereken kendinizi bizlerden önce Diyarbakır'da bu bahsettiğimiz sorunlarla karşı karşıya olan yaşıtınız diğer lise öğrencilerine göstermek, çevrenizdeki diğer liselerdeki durumun ne olduğunu, gerçekten şiddet ve benzeri sorunlarla karşılaşılıp karşılaşmadığını araştırıp, bu sorunlara nasıl çözümler üretebileceğinizi tartışmak. Bu ürettiğiniz çözümleri de bizlerle paylaşabilir ya da yardım gerektiği noktalarda bizimle iletişime geçebilirsiniz. Çözüm önerilerinizi ve bu konudaki çalışmalarınızı bekliyoruz.. Ortak projelere imza atmak dileği ile ;)
bızde zaten bu sorunların sadce dıyarbakır ve cevresıne mal edılmesı konusunda uzgunuz bu bahsettıgınız sıddet gıbı olaylar sadce dıyarbakırda degil neredeyse turkıyenın herılınde aynı mıktarda .. aslında bızde demıyoruz dıyarbakırda sıddet hiç yok tabıkı var ama bunu dıyarbakıra mal etmek yanlıs dıye dusunuyoruz ben diğer arkadaslarımlada konustum diyarbakır anadolu lisesi olarak neredeyse hepımız bu konudahemfikiriz ama dıyorum ya umarım yas kampında kendımızı daha ii tanıtma ımkanımız olur umarım sorunumu bıraz anlatabılmısımdır diyarbakır andolu lisesinden begüm sucu
Değerli Diyarbakır Öğrencileri,
Öncelikle sizlere bu kadar geç cevap verdiğim için özür dilerim. Sizlerin söylediklerine tamamen katılmakla beraber yanlızca yazıda göz ardı ettiğimiz bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Yazımda demiştim ya hani, fanatik bir holiganın davranışları bir ülkeye mal edilemez aynen şiddete maruz kalan Diyarbakırlı genç arkadaşlarımızın tüm Diyarbakırla eş tutulamayacağı gibi... Şiddet, hor görülme, kadın erkek eşitsizliği ve yok sayılma toplumumuzun en büyük sorunudur bunu hepimiz gayet iyi biliyoruz ve bu sorunun çözülmesi yolunda önce kendi çevrelerimizde, daha sonrada topluma yayılarak topluma katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Sizlerin bu konuya bu kadar ilgili olmasına ve toplumda yanlış gördüğünüz şeylere karşı çıkmanıza çok sevindim. Dilerim hayatınız boyunca yanlışlara karşı savaşırsınız ve yaz kampı başvurusunu başarıyla tamamlayıp haziran ayı sonunda bizim size öğreteceğimiz gibi sizler de bizlere birşeyler öğretirsiniz...
sevgiyle kalın...
ben deNevzat Ayaz Anadolu Lisesi öğrencisiyim arkadaşıma katılıyorum
öğretmenlerimiz gayet değerlidirler
ama bu D.BAKIR'da şiddet olmadığını göstermez, bence Türkiye'nin bütün illerinde şiddet
vardır ve özellikle Ankara,İstanbul'da. Batılılar zaten Doğu ve Güneydoğuyu şiddet bölgeleri olarak gösteriyorlar.
Avrupa kelimesinin insanlara hemen teknolijide, bilimde ilericiği çağrıştırdığı ortada. Ama Allah'a şükür biz de insanlığımızla öndeyiz. İnsanlığı bir insana sonradan kazandırmak çok zordur. Ama kalitelik, başarılı ve gerçekten sevgi dolu bir eğitimle herkes öğrenebilir. Bu doğunun batının meselesi değil. Bu bir Türkiye sorunu ki eğer sorunsa. Madem Avrupa çok değerli şunu diyorum asış Avrupa biziz, bizim içimiz. Ben bir Diyarbakır Anadolu Lisesi öğrencisi olarak 4. yılımda çok açık söylüyorum ki bilmediğim çok şey öğrendim ve bunları da Diyarbakır'ın güzel havasından gelen güvenle çok geliştirdim.. Biz bizi bilelim sonra onların iyi yönlerini örnek alalım. Ama sadece örnek alalım yani özenmeyelim. Ortada yapılacak güzel bişey varsa bu tüm insanlığın görevidir. Özellikle de hayatını insan gibi yaşayan ülkemizin vatandaşlarının görevidir.. Bir özdeyişle kaoatıyorum: İyiler kendilerini geliştirmedikçe iyi olarak da kalmazlar... Diyarbakır'dan saygılarımla...
ahhhhh ulannn ahhhhh keşke bende ya rekabet ya dal,ya da fen lisesi,nalda olsaydım :( toplu konut lisesindeyimmmm bu liseye kayıt olmama binbir pişman oldum gençliğim çürüdü bu okulda:( yada özel okulda olsaydım,ama ne yazıkki keşkelerle bir yere varılmıyorki,KEŞKELERİMİ ÇIKARDIM ARTIK HAYATIMDAN...
ben diyarbakır'dan beybin ve barbaros'un söylediklerine katılıyorum.Bizler nevzat anadolu lisesi öğrencileri olarak bir şiddete maruz kalmış olmasak da sokaklarımızda,aile içinde şiddete maruz kalan birçok çocuk,birçok genç var diyarbakırda...
ama tüm bu olumsuzluklara rağmen bize düşen diyarbakır'ı daha iyi yerlere taşımak...Ve zaten arkadaşlarımın da belirttiği gibi bu tür şiddet olayları sadece diyarbakır'da değil her yerde yaşanıyor sadece diyarbakır tarihindeki kötü olaylar nedeniyle biraz daha şiddet konusunda ön plana çıkıyor.Oysa diyarbakır şu anda birçok şehire göre daha iyi bir durumda ve kalkınmasını sürdürüyor.Bizlerin destekleriyle de dbakır çok daha iyi bir yere gelebilir...yeter ki biz dbakır'ı daha bi konuma getirmek isteyelim... =)
Yorum Gönder