10 Temmuz 2007 Salı

İstanbul Eğitimlerinin Ardından



30 Nisan - 01 Mayıs tarihlerinde düzenlemiş mobil ayak eğitimlerini süresince yaşadığımız olaylar ve birbirinden değerli lise öğrencileriyle çıktığımız Avrupa keşfi hala akıllarımızda... İki kıtaya ayak basan tek şehir... İstanbul...


Herşey 30 Nisan'da Galatasaray'da bulunan Zoğrafyon Rum Lisesindeki sıcak karşılamayla başladı. Ardından herbiri kendine güvenen ve gerçekten aktif vatandaş olan 20 öğrenciyle buluştuk ve sorunlarımızı tartıştık... Tüm bu sorunlara kendimiz çözümlerimizi ürettik ve yaşadığımız topluma nasıl bizler de bir şeyler katabiliriz, bunların farkına vardık. Aslında her şeyin bizde başlayıp bizde bittiğinin bizler de farkındaydık, her şeyi başkalarından beklemenin acizlik olduğunu, bu yüzden de biran önce harekete geçmemiz gerektiğinin bilincindeydik. Türkiye'de gençler hiçbir şey yapmıyor diyenlere inat hem sosyal hem başarılı olunabilineceğinin ispatı...

Ve daha sonra 1 Mayıs, yolları kapalı İstanbul yollarında 4 eğitmen ve kaldıkları İstiklal'den eğitim durakları olan Kadıköy Anadolu Lisesine uzanan bir "yürüyüş" :) Aynı şekilde hoş bir karşılanma ve geleceğin ışıkları olan öğrencilerle buluşma... Farklı sorunlara, farklı bakış açıları ve farklı çözüm önerileri... Gençliğini yaşayamayan gençlik olmaktan, gençliğini nasıl yaşaması gerektiğini keşfeden bir gençlik...

Ardından Üsküdar Lisesi.... Belki de üstünde en çok konuşulması, tartışılıp sonuçlarının dikkatlice gözlemlenmesi gereken bir eğitim kurumu. Okulun öğrencileri gerçekten çok başarılı ve değerliler, tıpkı diğer liselerde olduğu gibi; ancak hoşnut olmadıkları yada olamadıkları bir durum var. Okullarında fazla baskı altında ve içe kapanık olduklarından şikayetçiler. Aynı zamanda bizim okulda eğitim sırasında yaptığımız gözlemler de bu şikayeti haksız çıkartmıyor; tam aksine farklı kültürlere karşı olan önyargıları ve “ötekileştirme” belirtilerini okulun her yanındaki panolarda, öğretim görevlilerinde ve ne yazık ki böyle bir eğitime mazur kalmış öğrencilerde kolayca gözlemleyebiliyordunuz. Özgür iradenin ve sorgulamanın yadırgandığı bir ortamdı ne yazıkki.

Kültürlerin beşiği olmasından daima övündüğümüz şehr-i İstanbul... Her kültüre kapısı açık... Geleceğin umudu gençler, kültürler şehrinin sakinleri... Bir yanda kaybolmaya yüz tutan kültürünü yaşatmaya çalışanlar, diğer yanda farklı kültürlere düşman yetiştirilen gençler... Biliyoruz ki kültürlerin buluşma merkezi olan ülkemiz, kültürlerin çeşitliliğini daima kutlamakta ve korumaktadır. Bizler de bu konuda üstümüze düşen tüm görevleri yerine getirmek için çalışıyoruz...

Daima Umut Vardır...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

barbaross bunu senmi yazdın!!!!helal sana ne diim!!!eed üsküda lisesinden bahsetmiştin balgat yurdunda(ehuheuehuehu)!!nese benm kim olduumu anlamışsındır bu arada:

Adsız dedi ki...

pardon üsküdar lisesi:p